Thursday, June 2, 2016

Kültür ile Büyümek

 

İnsanın olduğu her yerde kültür de vardır. Kültür denilince akla her ne kadar öncelikle gelenekler, görenekler, festivaller ve kutlamalar gelse de, konuştuğumuz dil, yaşam alışkanlıklarımız, rutinlerimiz, inanışlarımız ve bakış açılarımız da kültürün parçalarındandır. İnsan hem kültürden beslenen, hem de kültürü oluşturan bir parçadır. Günümüzün artan teknoloji ve ulaşım imkanları insanların dünya üzerinde hareketliliğine ve konum değiştirmesine sebep olurken, kültürlerin de birbirleri ile etkileşmesine imkan sağlamıştır.

Kültürler arası karşılıklı etkileşimler sayesinde, dünya üzerinde tek bir gerçeğin ya da doğrunun olmadığı gerçeği daha iyi anlaşılmaya başlamıştır. Odağımız olan aile, çocuk ve gelişim kavramlarına ilişkin kültürler kapsamında var olan aile düşünüldüğünde, çocuk gelişiminin kültürden ne kadar çok etkilendiği görülebilir.




Büyük oranda batı kaynaklı olan çocuk, aile ve gelişime dair literatür yıllar boyunca insanlara önderlik ederek "nasıl olunması gerektiğini" anlatmıştır. Ama son dönemlerde yapılan kültürel çalışmalar, bir gerçeğin ya da doğrunun tüm dünya için geçerli olmadığını gösterir niteliktedir. Ama elbette bu batının onca araştırmaya ve kanıta dayalı söylemlerini ve bulgularını bir kenara atmak anlamına gelmez. Onların ışığında, ama kültüre ve içerisinde yaşadığımız çevreye göre bilgiyi yorumlamak ve uygulamak gerekmektedir. Almanlar ve Afrikalılar arasında yapılan bir araştırma ile, Alman ve Afrikalı kadınlar için bebek bakımının ne anlam ifade ettiği, nelerin öncelikte olduğu vs. gibi çocuk yetiştirme ve aile olma ile ilgili kültürel değişkenlerden meydana gelen farklılıklar üzerine çalışılmıştır. Sonuçlara göre, Afrikalı anneler iyi bir ebeveyn olmanın önceliklerini sıralarken bebeği emzirmek, kucakta taşımak, fiziksel olarak gelişimini desteklemek ile ilgili kısımlara yer verirken, Alman anneler, çocuk ile sıklıkla dil gelişimini desteklemeye yönelik sözel iletişim kurmak, çocuğu özgür bırakmak ve fiziksel gelişimin yanı sıra bilişsel ve sosyal & duygusal gelişimlerinin önemi ile ilgili konulardan da bahsetmişlerdir. Araştırma dahilinde  bu annelere zıt kültürlerin bebek bakımı videoları izletildiğinde ise karşılıklı olarak bebek bakımına ilişkin farklılıklardan kaynaklı hayretlerini ve eleştirilerini belirtmişlerdir.

Fakat çocuklar alanında yapılan çalışmalar her ne kadar tarih boyunca kültürel ve çevresel farklılıkları çok dikkate almadıysa da, bazı bilimsel çalışmaların sonuçlarının dünya çapında ve her yerde geçerli olduğu dikkatlerden kaçmamalıdır. Yani, dünyanın her yerinde çocuğun gelişimi fiziksel, bilişsel ve sosyo-duygusal olarak bir bütün dâhilinde düşünülmelidir. Çocukların gen yapılarının yanı sıra, ihtiyaçlarına yönelik gerekli çevresel uyaranın aile ve toplum tarafından verilmesi, en üst düzeyde sağlıklı gelişime ulaşmak için gereklidir. Elbette ki çeşitlikler ve farklılıklar dahilinde çocuk yetiştirmek bir haktır ama bunun yanı sıra bilimsel araştırmaları takip edip, gerekli uyarlamaları yaparak çocuğun gelişimine katkı sağlamak da bir gerekliliktir.




Referans

Keller, H., Voelker, S., and Yovsi, R., D. (2005). Conceptions of Parenting in Different Cultural Communities: The case of West African Nso and Northern German Women. Social Development, 14, 1

No comments:

Post a Comment