Sunday, May 1, 2016

Bağlanmaya Dair








Kendimizle, ailemizle, kültürümüz ile dünya ile hemen hemen hayatımıza bir şekilde dokunan herkes ve her şeyle bir ilişkimiz var. Ama söz konusu en yakın çevremiz olan aileye geldiğinde bu ilişkiler daha da bir önem kazanır ve vurgulanır olmuştur. Özellikle çocuk ve onun aile bireyleri ile olan ilişkisi erken çocukluk dönemi açısından üzerinde konuşmaya değer bir meseledir. Tarihsel süreçte bilim insanlarından John Bowly ve Mary Ainsworth(1991) birbirini takip eden araştırmaları ile çocuk ve özellikle onun anne ile olan bağını, bu bağın çeşitliliklerini ve bağlanmanın sekmeye uğraması&zarar görmesi halinde ortaya çıkabilecek durumları bilimsel olarak gündeme taşımışlardır.

Peki nedir bu bağlanma?

Bağlanma, hamileliği de kapsayan süreçten itibaren bebeğin ebeveyn ile karşılıklı etkileşim içinde kurduğu duygusal, davranışsal ve psikolojik ilişkiyle ilgilidir. Tarihsel süreçte, özellikle anne ana bağlanma kişisi olarak bahsedilmiştir. Ancak yapılan araştırmalar babanın da bağlanma süreci içerisine dahil olduğunu göstermektedir. Temelde, bebeğin fiziksel ve özellikle de psikolojik ihtiyaçlarını sağlayan kişilerle bu bağı kurma eğilimi vardır. Bu bağlanmanın "güvenli" olması hem bebek hem de ebeveynler/bakıcılar için hayatın tüm aşamalarına hem kısa vadede hem de uzun vadede olumlu etkiler katar. Kişinin kendine ve çevreye olan bakış açısını ve ilişkilerinin kalitesini etkiler. Bağlanmanın oluşum süreci bebeğin karakterinden, tepkilerinden, bakım verenin karakterinden, geçmişinden ve içlerinde bulundukları sosyal ve kültürel bağlamdan etkilenir.


Anne ve çocuğun bağlanma durumu düşünüldüğünde annenin de bir zamanlar bir annenin çocuğu olduğu akla gelir. Bir annenin şu anda çocuğuyla karşılıklı etkileşim halinde kurduğu bağ, bir zamanlar onun da annesiyle kurduğu bağın etkileşimi altındadır. Yani nesiller arası aktarımlara ilişkin litaratüre bakıldığında bağlanma ilişkilerinin de bu etkileşimden etkilendiği ve bu etkinin bir sonraki nesillere yansıdığına ilişkin bulgulara ulaşmak mümkündür. Sosyo-kültürel yapımızın ve tarihimizin parçası olarak aile ve ebeveyn dendiğinde genellikle akla anne gelse de, aslında çocuğun bağlanma durumu baba ve kardeşlerle de etkileşim içinde oluşan güçlü bir ilişkiye sahiptir (Bretherton, 1992).

Babayı ve anneyi bir bağlanma figürü olarak karşılaştıran araştırmacılar, babanın ve annenin bağlanma sürecinde farklı ama birbirini tamamlayıcı nitelikte etkilere sebep olabileceğini belirtmişlerdir (Bretherton, 2010). 

En azından bir ebeveyn ile kurulan güvenli bağlanma dahi kişinin zihinsel sağlığı için olumlu etki oluşturur. Ama hem anne ile hem baba ile güvenli bağlanma ilişkisi bulunmayan çocukların ileri dönemlerde davranışsal problem gösterme riski daha yüksektir. Araştırmalar sonucunda, annenin ya da babanın bağlanma açısından öncelikli konumda olmadığı görülmüştür. Biri ile kurulamayan güvenli bağın getirdiği olumsuzluklara karşı, diğeri ile kurulabilen güvenli bağ koruyucu etki oluşturur (Kochanska, Kim 2013).

Referans

Bretherton, I. (2010) Fathers in Attachment Theory and Research: A Review. Routledge, 2010

Kochanska, G. & Kim, S. (2013) Early Attachment Organization With Both Parents and Future Behavior Problems: From Infancy to Middle Childhood. Child Development Journey, 2013


No comments:

Post a Comment